13 Nisan 2015 Pazartesi

Merhaba !!!!!

 
 
 
Herkese merhaba :)
Uzunca bir aradan sonra bloguma yeniden bir şeyler yazmaya başlayayım dedim.
 
Öğlen imece usulü yaptığımız, el emeği göz nuru bardak altlarını herkesle paylaşmak istedim. 5 dakikada harikalar yarattık :)
 
Bir bardak altlığından, Alaçatı' da bir dükkan açmaya kadar işi büyüttük. Hayalini kurmak bile çok güzeldi. Hepimizde gizli yetenekler bir anda çıkı verdi. Meğer başka bir şeylerle uğraşmak için ne kadar da hevesliymişiz ...
 
 
 
Bu da ürünümüzün kullanımdaki hali. Görüldüğü üzere son derece faydalı ve de bitki çayımla rengi gayet uyumlu :)
 
Herkese güzel bir hafta diliyorum, eh kısa zamanda yine görüşmek dileği ile ...




21 Ocak 2014 Salı

Patikatrek' le Güzel Bir Pazar (Kamberler - Keltepe)


Geçtiğimiz pazar günü iki aylık bir aradan sonra yeniden doğa yürüyüşlerine başladım. Bu haftaki rota Ören/Kemalpaşa' dan sonra yer alan Kamberler Köyü' nden başladı.
Hava tam yürüyüşe uygundu. Ne sıcak ne soğuk, rüzgar da yoktu ama bol sis vardı. Daha önce hiç siste yürüyüş yapmadığımdan yürüyüşün benim için maceralı olacağı kesindi.


Etraftaki kuş sesleri ile yürüyüşümüze başladık. Zirvenin yakınlarına kadar hafif bir eğimle önce çam ağaçlarının, daha sonra da üzerileri likenlerle kaplanmış meşe ağaçlarının arasından devam ettik.


Yukarılara çıktıkça rüzgar başladığı için öğle molamızı kuytu bir yerde verdik. Rüzgar bulutları önüne katıp dağın tepesinden Kemalpaşa Ovası' na doğru sürüklüyordu.

Molamızın ardından sislerin arasından Keltepe zirvesine doğru ilerledik. Yaklaşık 1300 metre olan zirve adına yakışır bir şekilde herhangi bir bitki örtüsü barındırmıyordu.



Dönüş yolumuzda bizi sürpriz bekliyordu. Karların altından başını çıkarması gereken kardelenler, bu sıcak giden kış günlerinde solmuş yaprakların arasından başlarını uzatmışlardı. Bir de yanlarında adaşım çiğdem onlara eşlik ediyordu.




Dönüş yolumuz yokuş aşağı olduğu için ve ben de biraz hamladığımdan hala bacaklarım ağrıyor :)
Ama dönüş de yürüyüşümüzün başı kadar keyifliydi. Hatta biraz hava kararmaya başladığı için macera faktörü de mevcuttu ...

Keyifli yürüyüşümüzü Ören' de çay içerek noktaladık.

Güzel ve eğlenceli bu haftasonu için herkese teşekkürler, en kısa zaman da yeniden birlikte yürümek üzere ...

Not : Yasemen ( myblog42 )kartpostalını geçen cuma aldım çok teşekküler :)


12 Ocak 2014 Pazar

Yeni Kartlar ...


Yeni "Yeni Yıl" kartlarım geldi. Her seferinde çok mutlu oluyorum, sanki bir hediye almış gibi heyecanlanıyorum. Zannımca içimdeki çocuk daha ölmedi, umarım hiç beni bırakmaz :)
Bu hafta gelen kartlar için Zeynep' e (Düşlerin Rengi), Nesrin' e (Ness' in Kelebekleri), Arzu' ya (Gökçedeniz), Banu' ya (Biraz Şöyle Biraz Böyle) ve Elvan' a (Harikalar Atölyesi) çooook teşekkür ederim.


Geçen hafta aldığım kararların bazılarını henüz gerçekleştiremedim. Niyet var fakat aksiyona daha geçilemedi.
Mesela spora başlamak için para çekildi, ancak ödeme daha gerçekleştirilemedi, cüzdanda itinayla muhafaza ediliyor ...
Hala umudum var, haftaya muhakkak spora başlanacak.

Postcrossing' e gelirsek, kartpostallar yazıldı, yarın postaya verilecek. Umarım bir an önce karşıya ulaşır da bana da yeni kartpostallar gelir.

Ayrıca bir de yemek kursuna başlamayı düşünüyorum. Muhtemelen cupcake yapımı yada İtalyan mutfağı ile başlayacağım. Eserlerimi önümüzdeki haftalarda burada sergilerim :)



Son aylarda Dan Brown okumaya başladım. İlginç bir huyum vardır, herkes bir şeyi okuyorsa, yani moda ise çok canım çekmesine rağmen okuyamıyorum. Furyanın üzerinden belirli bir süre geçmeli ki okumaya başlayabileyim.
Bu yüzden Dan Brown kitaplarına yeni başladım. "Digital Fortress" ve "Angels and Demons" ı geçen aylarda bitirdim. Şimdi de "The Da Vinci Code" a başladım.
Söylemek gerekirse "Angels and Demons" ve "The Da Vinci Code" da filmlerinden bir hayli farklı. Filmler kitapların özeti yada kısaltılmış hali değil. Kitapların konusunda esinlenmeler yapılarak filmler çevrilmiş.
Yani bence kitapları okumakta fayda var. Filmler de açıkta kalan birçok konu da netleşiyor.

Benden şimdilik bu kadar, herkese güzel bir hafta diliyorum ...

5 Ocak 2014 Pazar

Yeni Yıl, Yeni Kararlar ...


Tekrar herkesin yeni yılını kutlarım. Umarım hepimizin yeni yılı bir öncekinden daha güzel olur ...

Biraz klişe olacak ama yeni yıl için yeni kararlar aldım ve bu sefer uygulamakta kararlıyım. Biraz maymun iştahlı olduğum için başlangıçta hedeflerimi düşük tutacağım. Mesela yeniden düzeli olarak bloguma yazmak gibi, ki bunu başarabileceğime eminim.
Sonra evimizin tam karşısında bulunan spor salonuna yeniden kaydolacağım. Haftada 4 gün gitmek gibi abartılı bir hedef koymak yerine, şimdilik kendimi "2 gün" ile sınırlayacağım. Düzenli olarak "2 gün" spor hedefimi tutturduktan sonra pazar günleri doğa yürüyüşlerine de yeniden başlamayı planlıyorum. Her seferinde küçük bir adım (one little step at a time) ile başlayacağım, kendimi biliyorum yoksa hepsinden toptan vazgeçerim.


Bir de ne zamandır istediğim diğer bir şeyi de gerçekleştirmeye karalıyım, Fransızca öğreneceğim. Dün Fransız Kültür' e uğradım, yeni dönem kurslar 8 Şubat' da başlayacakmış, hemen ön kayıt yaptırdım. Belki derslere başlarsam yeniden ders çalışma şevkim gelir diye de umudum var. Böylece de diğer bir hedefim olan bankadaki yükselme sınavına çalışma amacıma baş koyabilirim. Ders çalışma konusunda bir şeylerin beni şevke getirmesi gerekiyor, bir kere başlarsam umarım gerisi gelir ...


Bugün odamı ve kitaplarımı da biraz toparladım. Atılacakları ayırdım, yine kıyamadığım şeyler çıktı tabi. Ders kitaplarımı da göz önünde bir yere koydum.
Yarın akşam da "Postcrossing" den yeni adresler alıp, kartpostal yazmaya başlayacağım :)

Şimdilik hedefler bu kadar. Bunları gerçekleştirmeye başlar ve bir düzene koyarsam, kendime yeni hedefler, amaçlar belirleye bilirim.
Umarım 2014 benim için yeni başlangıçların ve başarıların yılı olur, tabi ki sağlık, mutluluk ve huzurla birlikte ...

30 Aralık 2013 Pazartesi

Yeni Yılınız Kutlu Olsun / Happy New Year Everyone !!!


Eski yılın son yazısına panomda yaptığım çam ağacımla başlıyorum. Geçen sene yılbaşı süslerini kaldırırken bu fikir aklıma gelmişti, bence hiç de fena olmadı :)

Işıkları panoya toplu iğnelerle tutturdum. Her seferinde biraz daha uzatarak ağaç şekli elde edebiliyorsunuz.


Biraz daha geniş açıdan da panonun tümü böyle görünüyor.


Bu yılki kartpostal etkinliğini kaçırdım derken, Elif' den (Greta'nın Kelebekleri) etkinlik için davet aldım. Beni çok mutlu etti, çünkü kartpostal göndermek beni çocukluk yıllarıma geri götürüyor. Yaşı tutanlar hatırlar, eskiden kartpostal biriktirilirdi. Süslü, simli, kabartmalı ve açılınca içinden bir şeyler çıkan kartpostallar en makbulleriydi. Arkadaşlarımızla karşılaştırır, arada değiş dokuşta yapardık.
Maalesef şimdiki çocukların bir kartpostal bile yazmadıklarına eminim. Hatta böyle adetlere burun kıvırıyorlar. Neyse ki bu geleneği yaşatmak için bizler varız ...


Bugün elime kartpostallarınız ulaşmaya başladı. Elif'e, Aslı'ya (Love and Smile), Esra'ya (2 Balık 1 Kedi), Selin'e (Kelebek Desenli) ve Sinem' e (Sanat Notları) çok teşekkür ederim. ayrıca geçen yılki etkinlikten kartpostal arkadaşım olan Rukiye' ye (Mor Kalemlik) ayrıca teşekkürler :)

Herkese mutlu, sağlıklı ve huzurlu yeni bir yıl dilerim ...

Not : Benim kartpostallar da yolda, umarım en kısa sürede elinize ulaşır.


29 Ekim 2013 Salı

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun !!!




Cumhuriyetimizin 90.yılı kutlu olsun. Böyle bir günde fazla bir şey söylemeye gerek yok, sadece minnettarlık duymalı ve elimizdekinin kıymetini unutmamalı, ona dört elle sarılmalı, daimi kalması için elimizden geleni yapmalıyız.

Ne mutlu Türküm diyene ...

11 Ağustos 2013 Pazar

Kısa kısa


Herkesin geçmiş bayramını kutlarım. Umarım iyi dinlenebilmişsinizdir ...
Bu sene az iznim olduğu için bayram öncesi 3 günü alıp 9 günlük bir tatil yaptım. Herkesin aksine tatilde kalabalıktan uzak kalıp evimde oturmayı ve dinlenmeyi tercih ettim.
İzmir sıcaktı ama ev serin. Biraz bahçemle ilgilendim, biraz gezdim. Az da puzzle' lımı tamamlamaya çalıştım.



Tatil öncesi kuaföre gidip kendime hediye verdim. Cilt bakımı, saç kesimi, balyaj ve hayatımda ilk kez manikür yaptırdım ve de memnun kaldım :)
Tabi ki de indirimlerden yararlanıldı ve alışveriş yapıldı. Biraz pişmanım ama aldıklarımı giydikçe bu duygunun azalacağına eminim.


Her bankacıların makus kaderi olarak izin ve bayram dönüşü tüm dinlendiğimiz günler burnumuzdan gelecek. Sanki aylardır bankalar kapalı ve hiiiiç interaktif bankacılık kanalları yokmuş gibi iş gelecek, canımız çıkacak anlayacağınız.
Neyse kaderde var deyip, gözlerimizi kapatıp vazifemizi yaparız.


Ben denize giremedim ama İzmir Doğal Yaşam Parkı' nın gözdesi İzmir sonunda havuzun keyfini sürmeye başladı. Önceleri biraz korkmuş ama bakıcıları onun yemekle kandırıp havuza sokmayı başarmışlar.


Bir de üzücü haber var İzmir Doğal Yaşam Parkı' ndan, Efe' mizi kaybettik. Zürafamız Efe 24 yaşında yaşlılık sebebiyle vefat etti. Herkesin başı sağolsun ...


Son olarak herkese mutlu ve yorucu olmayan bir hafta diliyorum.

Not : Project Noah' dan beni takip ederseniz, şehirde bile hala doğal yaşamla sarılı olduğumuzu görebilirsiniz.

7 Temmuz 2013 Pazar

Sessizlik ...




Ülkemizde yaşanan son olaylar sırasında sessiz kalmayı tercih ettim. Çünkü çenemi ve elimi tutamayıp muhtemelen başımı belaya sokacak bir şeyler söyleyecektim. Belki bunu korkaklık olarak görebilirsiniz, ama ben buna "Sessiz Protesto" demek istiyorum.

Geçtiğimiz ay içerisinde Bodrum' a arkadaşım Filiz' i ziyarete gittim. Gezi Parkı olaylarının en ateşli olduğu günlerdendi, İzmir' de de her gün yürüyüşler ve protestolar oluyordu.
Ancak Bodrum' a vardığımda sanki başka bir ülkeye gitmiş gibi oldum. Ne her yer bayrak doluydu, ne olayları insanlar protesto ediyordu ne de tencere çalıyordu, yani durum vahimdi. 
İnsanlarımız olaylardan uzak olunca kendilerini tamamen dış dünyadan soyutlayabiliyorlar. Adeta başka bir yerde yaşıyormuş gibi düşünüyor ve davranıyorlar. Ama Martin Neilmöller' in ünlü sözlerini unutuyorlar ;
Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.
Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.
Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.


Bunun dışında Bodrum' un diğer (Kuşadası, Marmaris) kıyı şehirlerine göre daha az yüksek bina içermesi sebebiyle görece güzel olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle Bodrum Kalesi ve içerisindeki Sualtı Arkeoloji Müzesi hem çok bakımlı hem de çok içerikli, muhakkak gezilmeli.
Bodrum çarşısı da cıvıl cıvıldı. Plajlarının Mavi Bayraklı olması da cabası. Biz Bardakçı Koyuna gittik. Oradaki tesisler de plajı ve denizi temiz tutmaya özen göstermişler.
Ayrıca Leman Cafe' nin kahvaltısını da şiddetle tavsiye ederim. Porsiyonlar bir hayli büyük, iki kişi rahat rahat paylaşabilir.


Herkese mutlu haftalar diliyorum ...

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Kitap, kitap, kitap, okumak ?????



Bugün Kitaplık Kurdu' nun sayfalarında gezinirken millet olarak ne kadar az okuduğumuz aklıma geldi. Sabahları metroda, vapurda insanlara şöyle bir baktığımda %50' si hiçbir şey yapmadan boş boş durduğunu, %40' ı telefonlarıyla oynadığını, geriye kalan %10' u ya gazete (ki bunun da çoğunluğu spor yada magazin eki) yada kitap okuduğu görüyorum.
Ki bu bahsettiğim husus İzmir gibi eğitim seviyesi yüksek bir şehirde gerçekleşiyor !

Açıkçası ben bunu biraz (Türk halkının her konuda olduğu gibi) tembelliğe bağlıyorum. Hazır dinlemek, seyretmek varken, okumaya üşeniyoruz. Daha az okudukça da daha uzun yazıları okuyamaz oluyoruz.


UNESCO' nun gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre Avrupa' da okuma oranı %21 iken Türkiye' de 10.000 kişi de bir gibi utanç verici bir oran.

Bunun zenginlik fakirlikle ilgisi yok. Bu parayı harcamayı tercih ettiğimiz yer ile ilgili. Biz "Bilgi Tembeli" olmayı seçiyoruz. Artık bir çok kitap evi üzerine düşen görevi yapıp TL 3,00' ye bile kitap satıyor, ki bu kitapların bir çoğu klasiklerden oluşuyor (en son İzmir Kitap Fuarı' nda bunun çok güzel örneklerini gördüm).


Çocuklarımızı yarışı atı misali, ezber yaptırarak sınavlara hazırlamak yerine okuma alışkanlığı kazandırsak çok daha başarılı ve aydın nesiller yetiştirebiliriz.


Sonuçta "Bilgi Güçtür" ve paylaştıkça çoğalır, kuvvet kazanır.

Mevlana' da aslında bunu şu sözleri ile çok güzel özetlemiş ;
"Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır."

Bol kitaplı ve okumalı bir hafta diliyorum ...

Not : En üstteki hariç, diğer fotoğraflarda "The British Library" yi görebilirsiniz.



Emeğin Karşılığı


Sonunda akşam sefalarım da açtı. Artık akşamları işten dönünce beni karşılayan güzel çiçeklerim var. Gerçi bütün çiçeklerim güzel ama ben işten döndüğümde hepsi solmuş oluyor ...

İnsan her türlü emeğinin karşılığını almayı seviyor. Bu küçük bir tohumdan bir bitki, bir çiçek yetiştirmek de olabilir, günlerce uğraştığınız bir işte başarılı olmak da.
Çünkü emek sarf ettiğiniz şey kıymetli olur, ona daha çok değer verirsiniz, o sizin eserinizdir.




Bu da 2. emeğimin karşılığı. 2 hafta önce hazırlamış olduğum aromalı zeytinyağımı bugün tattım. Bence görüntüsü kadar tadı da güzel olmuştu. Yarın ilk iş içindeki taze otları çıkaracağım, sonra içinde bozulabilirlermiş (okuduğum yerlerde öyle yazıyordu, ayrıca kekik hafiften form değiştirmeye başlamış bile).

Aromalı zeytinyağıma eşlik eden salatanın da tarifi şöyle ;

Çiğdem Usulü Pazar Sabahı Salatası
3 adet salkım domates
1 adet salatalık
1 adet kırmızı biber
4-5 sap taze soğanın yeşil kısmı
1 diş sarımsak
Ceviz
Maydanoz
Kekik
Toz tatlı kırmızı biber

Salatanın sırrı bir diş sarımsakta yatıyor. Diğer tüm malzemeleri isteğinize göre doğrayın, ama sarımsağı çok ince ve ufak doğramalısınız, salatanın içinde ağzınıza gelmemeli. Tabi bir de iyi kalite zeytinyağı kullanmadan salata salata olmaz.



Ve nihayet uyduruk yemeklerime bir yenisini ekledim ...


Çiğdem Usulü İstiridye Mantarlı Makarna
1 kutu/paket istiridye mantarı
1 kırmızı biber
1 kuru soğan
2-3 diş sarımsak
4-5 adet çeri domates
Maydanoz
Kekik
Biberiye
Toz tatlı kırmızı biber
Tuz-karabiber

Önce ay ay doğranmış soğanı zeytinyağında öldürün. Soğanlar olmaya yakın kırmızı biberi ekleyin. İnce doğranmış sarımsakları da kokusu çıkana kadar pişirip, kabaca doğranmış mantarları ve tüm baharatı ekleyin. Mantarlar suyunu salıp tekrar çekene kadar pişirin. En son dörde böldüğünüz çeri domatesleri ve ince kıyılmış maydanozu da ekleyip 1-2 dakika daha ocakta tutun.
Sosunuz artık her türlü makarnaya eşlik etmeye hazır, afiyet olsun ...